21 Temmuz 2013 Pazar

ORTADOĞU'DA "ADI KONULMAYAN" REALİTE...

Şimdiye kadar verili zeminde tartıştığımız üzere, hep "Türkiye'deki Kürt sorunu"ndan söz ettik. Özellikle 12 Eylül 1980 askeri yönetiminin Diyarbakır Cezaevi başta olmak üzere uyguladığı akıl almaz işkence yöntemleri ve baskı politikalarıyla, konu "insan hakları" ve "demokratikleşme" zeminlerinde gündeme geldi. Bu elbette sorunun yaşamsal bir parçasıydı, ne var ki Ortadoğu'da bir "Kürt realitesi" olduğu, genelde görmezden gelindi. Sadece toplumun gözünden kaçırılan bir "gerçek" yoktu, devletin de var olan konuyla ilgili bir hazırlığı ya da uzun vadeli bir perspektifi bulunmamakta idi.
20 Temmuz 2013'te Cizre'den Hakkari'ye dek uzanan hatta "meşaleli kitleler" organize bir kutlama gerçekleştirdiler. Söz konusu kutlama, 20 Temmuz 2012'de Suriye'deki Kürt bölgesinde, PKK'nın uzantısı PYD'nin, "tek taraflı özerklik" ilanının yıldönümünü içeriyordu. Böylece 2011 Mart'ından itibaren, Suriye'de başlatılan, sözde Arap Baharı'nın yansıması bağlamında, Türkiye'deki siyasal iktidarın İhvan, ÖSO ve El Nusra çizgisindeki Esad karşıtı siyasetinin iflası görüldü. Ancak bu işin vurucu yanı değildi. Zaten El Nusra, sadece PYD'yle değil, ÖSO ile de çatışıyor, Suriye dışından gelen "gönüllüler", Suriyeli iktidar ve muhalif tüm grupları rahatsız ediyordu.
Konunun asıl ilginç olan boyutu, Suriye'deki Kürt realitesinin, örgütlü bir yapıyla, belli bir teritoryal alanda "fiili hükümranlık" kurmasıyla ete kemiğe büründü.
Batı'nın Irak-Suriye hakkındaki siyasaları, Kürt gerçeğini, her bir adımda daha da geliştirdi. ABD'nin 1991'deki 1. Körfez Savaşı ve 2003'deki 2.Körfez Savaşı'yla uyguladığı Irak'a yönelik askeri müdahaleler, Barzani'ye Kuzey Irak'ta, 2005 Irak Anayasası'na göre, özerk Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ni kazandırdı. Barzani şimdi Türkiye, Suriye ve İran'daki Kürt örgütlere, "Kürdistan Ulusal Kongresi" çağrısı yapıyor. Barzani'nin Kürt gruplar arasında, en dikkat çekici rakibi olan PKK, İran'da PJAK'la, Suriye'de PYD ile bir "siyasal bir varlık" ortaya koyuyor. PYD'nin konumu ise bir "meydan okuma" gösterisi... Suriye'deki PYD antitesinin, Esad tarafından desteklendiği, bir hakikat olsa da, işi tüm derinliğiyle ifade etmiyor.
PKK terör örgütü, Türkiye'de "çözüm süreci" adı altında, İmralı-BDP-DTK yüzeyinde bir "siyasal çıkış" arasa da, PYD aracılığıyla Suriye'de kazanılan "teritoryal alanda" önemli bir "stratejik kazanım"ı sergiliyor.
Gelinen noktada "Ortadoğu'da adı konulmayan realite", günlük değerlendirmelerin ötesinde, geometrik bir sıçrama gösteriyor.
Ortadoğu'da "stratejik derinlik" hayalleri kuran, tarih-mezhep bağlamında bölgesel vesayet kurmaya çalışanlar, derslerine tekrar çalışmak, ezberlerini bozmak zorundalar. Zira Okyanus ötesinde ve bölgedeki "senaryo" çoktan değişti?