3 Kasım 2013 Pazar

3 KASIM GÜNLÜĞÜ...

3 Kasım 2013, takvimlere dikkatle kaydedilmesi gereken bir tarih oldu. Öncelikle, diğer "toplu görülen davalar"a benzer bir biçimde gündeme gelen, 3 Temmuz 2011'le ifade edilen "şike davası"nın, Fenerbahçe Olağanüstü Kongresi'nde "hesaplaşması" yaşandı.
Dönemin Futbol Federasyonu Başkanı M.Ali Aydınlar, 3 Temmuz'da "19 maçta şike varmış" derken, başkanlığa aday olduğu Fenerbahçe Kongresi'nde "şike yok" dedi. Ancak Aziz Yıldırım, 7 bine yaklaşan oylarıyla, Aydınlar 2 bini biraz aşan oylarla bir hayli geride kaldı. Ve "Fenerbahçe'yi ele geçirmeye" çalışan "sistemli çaba" kaybetti. Bu önemli bir derstir. ÖYM'ler aracılığıyla yürütülen "operasyonel davalar" kamuoyu vicdanında bundan sonra artık zor yer bulacaktır.
3 Kasım 2013'te gündemin yoğunluğu içinde, belki de beklediği ilgiyi çok göremeyen bir başka "oylama" yaşandı. CHP Parti Meclisi, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün, 2005'teki "ihraç" kararını, isteği üzerine kaldırdı ve CHP'ye üyeliğini kabul etti. Böylece, ısrarla son bir yıldan beri kamuoyu gündeminde, merkez medya aracılığıyla dillendirilen "Sarıgül-CHP" birlikteliği gerçekleşti. Burada ilginç olan, Sarıgül'ün CHP'ye yönelik "yol haritası"nda, bir kişinin partiye üye olmasından ziyade, bir "siyasi hareket"in CHP'ye katılması söz konusu oldu. Kastedilen hareket, Türkiye Değişim Hareketi (TDH)dır. Gerçi Sarıgül gelmeden, arkadaşları partide görev aldı; 2011 genel seçimlerinde, CHP meclis grubunda kendi hareketinde kurmaylık yapan  bir emekli büyükelçi aynı zamanda MYK'da "genel başkan yardımcısı" olarak yer alırken, gençlik kollarından gelen, ANAP kökenli bir muhafazakar siyasi de "CHP'li değilim" diyerek, CHP milletvekili oldu.
Kitle iletişim araçlarında dillendirilen "kehanet"te, bir sonraki aşama, Sarıgül'ün CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığıdır. Zaten "kurgu" da bunun üzerine yapılandırılmıştır. Peki daha sonraki aşama nedir? Medyada aslında "iki sonraki aşama" da yorumlanmaktadır. Ancak henüz geçilecek "ara aşamalar" vardır. Sarıgül için "iki aşama sonrası" kehaneti, 2004 boyunca Anadolu'daki mitingleriyle gündeme gelmiş, 2005 Ocak'ındaki CHP Olağanüstü Kurultayı'nda Baykal-Sarıgül rekabeti olarak somutlaşmıştır. 2005'te "hedefine ulaşamayan kehanet", 2014 sonrası ele alınacak mıdır? Merakla beklenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı kazanılıp, sonra "başbakanlık" hedefine mi "sihirli bir elle" uzanılacaktır?
"Türkiye Birleşik Devletleri" başlığında belirtilen "federalizm", inançlara saygılı laiklik başlığında Ecevit'ten apartılan, dini cemaatlerle yoğrulan "muhafazakar ton", Erdal İnönü ve Turgut Özal'ı birlikte "harmanlayan", "ANAP'ın dört eğilimi" taktikleri, artık kamuoyunun "teşhir direğinde" yer alacaktır.
Kimse kimsenin ağzını zorla kapatıp, "parti disiplini"dir diyerek, aydınlanmacı şair Tevfik Fikret'in dediği, büyük önder Atatürk'ün ustalıkla yorumladığı üzere, "fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür" yorumları susturmaya kalkmasın.
Daha söylenecek çok şey var.
Tesadüfe bakın ki, 3 Kasım, aynı zamanda, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin iktidara gelişinin 11. yıldönümü...