9 Haziran 2017 Cuma

BRİTANYA’DA NE “BREXIT”, NE DE “SCOTEXIT”


http://politikaakademisi.org/2017/06/09/britanyada-ne-brexit-ne-de-scotexit/

8 Haziran 2017’de Britanya’da yapılan erken seçimler, dünyada son yıllarda hızlıca estirilen “otoriter ve popülist sağ” rüzgarı durdurmasa da, en azından söz konusu trendi dindiren bir ara durak işlevi gördü.  2015 genel seçimlerinin galibi Muhafazakarlar, 2016’da Brexit oylaması sonucunda, Britanya’nın AB’den ayrılmasını öngören 50. maddenin işletilmesini sağlayan süreci başlattılar. Resmen 2017 ilkbaharında başlayan yeni süreç, Muhafazakar Parti liderliğinde, 2016 referandumu sonrası nöbet değişimi getirmiş, kararsız kalan Başbakan David Cameron ise yerini “yeni demir Lady” olarak anılan Theresa May’e bırakmak durumunda kalmıştı. May, “Brexit” konusundaki kararlılığını her fırsatta dile getirmiş, buna koşut olaraksa, İskoçya’da “Scotexit” yani İskoçya’nın Britanya’dan ayrılması kampanyası ifade edilmeye başlanmıştı. Anımsanacağı üzere, 18 Eylül 2014’de İskoçya’nın Britanya’dan ayrılması hakkındaki referandumda, % 55 civarındaki “hayır” oyları, İskoçya’nın Birleşik Krallık’ta kalmasını sağlamıştı. Westminster partileri olarak anılan, Muhafazakarlar, İşçi Partisi ve Liberaller, “hayır” üzerinde önemli bir işbirliği sağlamışlar, ülkede birlik sağlama refleksi ön plana geçmişti.
Ne var ki, 2016 Brexit sonrası, İskoçya’daki tartışmalar, 2014 öncesi gibi ses getirmedi. Bununla birlikte, Muhafazakar iktidarın erken seçim talebinde görüldüğü üzere, daha kuvvetli bir Brexit vurgusunu yaşama geçirmek için, siyasal iradeyi tazeleme gereksinimi doğdu. İşte tam da bu çerçevede, İşçi Partisi’nde 12 Eylül 2015’ten beri Genel Başkanlık görevini üstlenen Jeremy Corbyn faktörü ön plana geldi. Partide Tony Blair’in neoliberal “yeni sol” söyleminin tersine, Marksist çizgiye ve Marksist sol’un klasik değerlerine yakın olan Corbyn, gençler içindeki popülaritesiyle beklenmedik bir ilerleme sağladı ve de en önemlisi İskoç Ulusal Partisi’ne kaptırılan oyları da geri alarak, önemli bir çıkış yakaladı. 2015’te % 30,4 oyla 232 sandalye kazanan İşçi Partisi, dünkü seçimlerde oylarını % 40,3’e çıkardı ve 261 milletvekiline ulaştı. Gerçi Muhafazakarlar da oylarını % 36,9’dan % 42,4’e çıkardı, ancak 330 olan sandalye sayısı 315 ya da 316 civarında kaldı. Sonuçta, Muhafazakarlar mutlak çoğunluğu kaybetti, İşçi Partisi çok önemli bir çıkış yakaladı ve İskoç Ulusal Partisi’nin oyları ise % 4,7’den % 3,1’e, sandalye sayısı da 54’den 35’e düştü.
2017 uk hung parliament
Seçim grafiği
Muhafazakar hükümetin 2015’e kadar ortağı olan Liberaller, % 7,9’dan % 7,1’e düşen oy oranlarına karşın, sandalye sayılarını 9’dan 12’ye çıkardılar. 2016 sonrasında muhalefet düzeyi daha da artan Tim Farron’un Liberal Demokrat Partisi, yeni dönemde koalisyona girer mi, ya da hangi koşullarla girer, Brexit ne olur, Corbyn liderliğindeki İşçi Partisi daha yoğun bir çalışmayla, güçlü ve belirleyici bir ana muhalefet olarak sadece Britanya’da değil, dünya siyasetinde de  sol bir karşı duruşu geliştirir mi? Bu gibi sorulara yanıtları önümüzdeki günlerde göreceğiz…
Muhafazakarlar ise, “burunlarından kıl aldırmayan”, sol’u küçümseyen, AB’den kopuşu hızlandıran ve Trump Amerikası ile birlikte görüntü çizen anlayışlarını, yeni dönemde koalisyon zorunluluğu ile törpülemek durumunda kalırlar mı? Aslında bu bile parlamenter sistemin önemini, demokratik işleyişin konumunu bize anımsatıyor. Uzlaşmaya dayalı bir yönetim, çoğunlukçu değil ama çoğulcu bir anlayışla mümkün olabiliyor.
Kendi içindeki çelişkilere karşın, Britanya demokrasisi yine dünyaya dersler vermeyi sürdürüyor, ancak bundan en çok rahatsız olanların başında, daha düne kadar İşçi Partili Müslüman kökenli Londra Belediye Başkanıyla, Twitter’da polemiğe giren Trump’da hissedilebiliyor. ABD’nin klasik stratejik ortağı Britanya’da sol iktidara gelmese de, güçlü ana muhalefet, üstelik Liberallere gereksinim duyan bir Muhafazakar iktidar, Trump için kabusa dönüşmüş gözüküyor. Herhalde, son yıllardaki Muhafazakar girdabın, en azından hızının kesilmesi açısından, geleceğe yönelik umutlar için, küçük de olsa bir ışık belirdi.
Britanya’da Brexit ve Scotexit, sandıkta ciddi yara aldı. Herhalde ülke içinde birliği sağlamak, yine sol’un birleştirici söyleminde ve siyasetinde olacak…
Yrd. Doç. Dr. Deniz TANSİ